ÜÇGEzgin Kazdağlarında

ÜÇGEzgin yine yollardaydı : Bu kez, Ege’nin oksijen deposu, 101 familyaya ait 800 bitki çeşidi ve dünyada sadece buraya ait 29 türü ile dikkat çeken, göğe kalem gibi yükselen göknar ormanları ile efsaneler diyarı Kazdağları’ndaydı.

Üçgezgin Başkanı Aslı Aydın’ ın geziyle ilgili notlarını aktarıyoruz;

“Hafta sonları hep iple çekilir ya; hepimizde yine öyle bir telaş. Ama bu kez çok farklı; minibüs tepesinde gece yolculuğu yaparak Kazdağları eteklerine gideceğiz. Uçuyoruz… Cuma akşamı eve vardığımızda çantalar, dolayısıyla ekipman yeniden gözden geçiriliyor. Nitekim gecenin son dakikaları biterken, yeni günün ilk saatinde yolculuğumuz başlıyor.

GÜNE MERHABA

Susurluk tostunu yemeden geçilir mi ? Geçilmeeezz ! Bol sohbetli moladan sonra ver elini Balıkesir Edremit üzerinden doğru Mehmetalan Köyü içindeki kamp alanına. Günün ağarmasına daha vakit var; kısa sürede kamp atıyor Kaşıkçı Deresi’nin ninnisi ile 3 saatlik bir sabah şekerlemesine geçiyoruz…

Sabah kahvaltımız muhteşem; yol yorgunluğumuzu çoktan atmış, doğaya uyum göstermiş durumdayız. Ve bu arada alan kılavuzumuz Kazdağlı Hüseyin Yetiştiriciler ile tanışıyor, günün programını yapıyoruz. Akşama değin sürecek, etkili ve zengin bir parkura karar verdik…

Zeytin ağaçlarından sıyrılıp, tespih, sandal, meşe ve 800 metreye kadar hakim olan kızılçamlar arasından milli parka geçiş başladı… Göknarların muhteşem katkısı sıcak ve güneşe karşı bize adeta şemsiye/şapka oluyor. Tavşan Dere ile Aç Öldüren Dere arasında kalan Tozlu Yaylası müthiş; körfez ayaklarımızın altında, bilemediğimiz ilk kez gördüğümüz coşkulu çiçekler önümüzde…

ZİRVELER DÜZLÜĞÜ

1650 metre yükseklikteki Zirveler Düzlüğü’ndeyiz; karşımızda Karataş Tepe, hemen eteğinde Türkmen Yaylası; gerisinde uzanan ise askeri tesislerin/radarın da olduğu Babadağ…

Babadağ’ın tam tersi istikametinde körfeze en hakim noktada, efsaneleri ile ünlü Sarıkız.

Önce; Karataş Zirvesi, ardından yüksek bir tempo ile mika madeni nedeniyle güneşte yakamoz etkisi yapan kayalıklar üzerinden Sarıkız Türbesi ve bol bol foto. Rehberimiz Kazdağlı Hüseyin’den bölgenin endemik bitki yapısı ile Sarıkız efsanesi; masal gibi. Rüzgar ninni olmuş kulaklarımıza, ama sert esiyor doğrusu…

NE BÜYÜK KEYİF

Doğa ile iç içe olanlar bilir; başka olur böyle zamanlarda sohbet. Oynanan oyunların, yapılan çocuklukların haddi hesabı yoktur ki. Bu kadar güldüğümüz, eğlendiğimiz zaman yok gibi. Öyle ki, gecenin ilerleyen saatlerinde bir ara korktuk; köy ahalisi uyanıp gelecek ‘ne için bu kadar gülüyorsunuz’ diye soracak …

Sabahın ilk ışıkları ile günaydın dedik güne; dere boyunda Allah ne verdiyse yaptığımız ortak kahvaltı, ağız dolusu sohbetlerimiz yüreklerimize kar… Bugünkü rehberimiz, akıllı cevaplarıyla bizi etkileyen minik, köyden Şakir Kerem… Bu sıcak havada Kaşıkçı Deresi’nin gölet kısmına gidip biraz serinleyeceğiz, kamp yerine de kanyon geçişi yaparak geri döneceğiz…

Gölete vardığımızda yörenin çocukları da yüksek kayalardan, ağaca bağlı iplerden Tarzan gösterileri ile sürekli atlayışlar yaptı. Biz geri durur muyuz? Kanyon dönüşü sertti doğrusu ve doğrusu yorulup ıslandık epeyce…

KÜLTÜREL GEZİ

Kampa döndüğümüzde kalan erzaklarımızı birleştirip nefis bir ikindi yemeği ziyafeti çekiyoruz. Şimdi dönüş zamanı; ama öncesinde iki de müze gezeceğiz, ehh biraz da alışveriş şart…

İlk durağımız, öğretmen Alibey Kudar’ın bireysel gayreti ile kurduğu Tahtakuşlar Etnografya Müzesi. Baba oğul hizmet verdikleri müzede yörenin kültürel özelliklerini görmek, incelemek, kısa bilgiler almak mümkün. Günümüz müzecilik anlayışından uzak da olsa, biz keyif aldık doğrusu…

İkinci durağımız ise Adatepe Zeyinyağı Müzesi… İlk çağlardan günümüze zeytinyağı çıkarma ekipmanlarını incelemek, dokunmak çok hoştu. Bu konuda Okan Aras destek oldu ve zeytinyağının öyküsünü O’nun ağzından büyük bir keyif ile dinledik…

Her dakikası dolu dolu geçen iki günün sonunda dönüş yolundayız artık. Ve ÜÇGEzgin ile gönül bağını hiç eksik etmeyen rehberimiz Şenol Gül’e Susurluk’ta minik bir sürpriz hazırladık elbet. Doğum gününü büyük bir keyif ile kutlarken, cebimizde hep hoş anlar kaldı… ASLINDA BİZİ HER YERDE GÖRÜYORSUNUZ !”